2019 verilerine göre, sadece Amerika’da kadınların sahip olduğu yaklaşık 9 milyon kişiye istihdam sağlayan 12 milyona yakın girişim bulunmaktadır ve bu girişimler 2019 yılında yaklaşık 1,7 milyar dolara yakın kar payı dağıtmışlardır.
Dünya genelinde ise kadınların başlattıkları girişimlerin var olan bütün girişimlere oranı; ulusal büyüme oranlarından çok daha fazla artış göstermiş ve kadınların sahibi olduğu girişim sayısı dünya genelinde son 10 senede %130 artmıştır.
Kadınlara ait girişimler 2019 yılı itibariyle dünya genelindeki tüm girişimlerin% 48’ini kapsamaktadır. Kadınlar son yıllarda cinsiyetin işletme sahibi olma üzerine olumsuz etkisini hızla yenmeye başlamıştır. Dünyada sadece kadınların sahip olduğu girişim sayısı ile erkek ve kadınların ortaklığındaki girişim sayısı kıyaslandığında, bu oranın % 47’i olduğu ve cinsiyetin iş sahipliği ve girişimcilik üzerinde artık çok küçük olumsuz bir fark oluşturduğu gözlenmektedir.
Günümüze kadar erkek kadın girişimciliği arasında süregelen fark ise aslında çoğunlukla erkeklerin ve kadınların tarihsel süreçte çok uzun yıllardır kendi girişimlerini başlatma ve kendi işletmelerine sahip olma hususundaki farklı isteklerin olağan bir sonucudur.
Güncel verilere göre kadınların sahip olduğu girişimlerin dünya genelinde tüm girişimlere oranının %48 olduğu ve kadın işletme ve girişimlerinin birçoğunun kadınların iş dünyasına katılması üzerine olumlu bir etkisi olduğu ve kadın girişimcilerin motivasyonunu arttırdığı yadsınamaz bir gerçektir.
Ayrıca kadın girişimcilerin girişim başlatırken ve sonrasında risk alma tutumları erkek girişimcilere göre çok daha düşüktür. Kadın girişimcilerin %26’sının girişim başlatırken ve sonrasında risk almayı tercih etmedikleri; öte yandan erkek girişimcilerin ise sadece %19’unun girişim başlatırken ve sonrasında riskten kaçındığı gözlenmiştir.
Girişimde bulunan Afrikalı-Amerikalı kadınların %19’u ortalama refah seviyesinin üstünde bir yaşam sürmekte. Fakat birçok uzman bunun görünürde iyi bir durum olduğunu aslında girişimcilik ekosistemi için büyük bir önem arz etmediğini savunmaktadır. Çünkü Afrikalı-Amerikalı kadınlar gibi azınlık sınıfta yer alan kadınlar, kendileri girişimde bulunmadıklarında ya da işletme kurmaya karar vermediklerinde iş bulmakta zorlanmaktadırlar ve dolayısıyla girişimcilik bu kadınlar için bilinçli bir seçim değil bir zorunluluktur.